Düşünsenize
kendinizi yazın mı yoksa kış aylarında mı daha iyi hissedersiniz? Elbette ki
yazın. Yazları kendinizi güzel ve çekici bulur, kilonuza, saçınıza, makyajınıza
kısaca dış görünümünüze daha çok özen gösterirsiniz. Yazın çiftlerin sayısının
artmasının, herkesin bir sevgili bulmasının en önemli sebebi de budur aslında.
Yanık ten, omuzları ve sırtı açık giysiler, dağınık saçlar… Herkes kendini
güzel ve iyi hisseder, bu güzel enerjiyi etrafına yayan ve insanları kendine
mıknatıs gibi çeker. Zaten etrafta birçok kişinin ağzından şu cümleyi sıkça
duymaya başlarsınız “âşık olmak istiyorum”.
Gerçekten
de aşksız yaz çekilmiyor. Koca bir kış aşksız yaşanıyor ama güneşin kendini
göstermesiyle herkes kabuğundan çıkmak istiyor. Doğanın uyanışıyla birlikte,
insanlarda da tatlı bir telaş başlıyor. Farkında mısınız, kışın yapmaya
zorlandığımız birçok şey yaz gelince, zor gelmiyor. Sabahları erkenden
kalkmanın bile gerçekten hiç zor olmadığını, hatta geç uyanmanın ne kadar da
büyük kayıp olduğunu düşünüyoruz. Bir de buna aşk eklendi mi, suratımızdaki tüm
somurtkanlıklar yok olup, yerini kocaman tebessümler alıyor. Coşkular,
heyecanlar, sevinçler ve hüzünler hiç olmadığı kadar yoğun paylaşılıyor belki
ama bir de bunun sonu var. Hani demiştik ya, yaz aşkları bir anda uçuverip
gider diye.
Kartlarınız
açık olsun: Anlamsız gururlar yaparak, olmayan şeyleri varsayarak hem
kendinizin hem de onun kafasını karıştırmayın. Direkt olun. Âşıksanız âşık
olduğunuzu ve onunla olmayı istediğinizi, değilseniz ondan hoşlandığınızı ve
onunla vakit geçirmeyi sevdiğinizi ama ötesini düşünmediğinizi açıkça söyleyin.
Unutmayın ki insanın başına ne geliyorsa, ya ne istediğini bilmemekten ya da
bunu direkt olarak söyleyememekten geliyor. Erkeklerin kadınlar konusundaki en
büyük sıkıntılarından biri de bu “direkt olamama” durumu. Bunu aşın ve
kendinize bir şans tanıyın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder