Degüstatörler
şarap tadar. Rengine bakarlar. Parlaklığı alkol yoğunluğunu gösterir. Renkte
yaşıyla, toprağıyla ilgili bilgiler vardır. Sonra koklanır ve nihayet tadına
bakarlar. Bouquet ne demek? Şişeyi açtığınız anda burnunuza çarpan rayihaların
tamamı. Fermantasyon eyleminden sonra belli bir üzüm kalitesinde oluşan aromalarla
yetiştiği toprak ve mikro-iklimin etkisi. Bunlara ek olarak yaşlanma süresinde
oluşan lezzetlerin (aging flavours) tamamı. Genç bir şarap tanen yüklüdür.
Taneni hafifletmek için “decanter” edersiniz. Yani şişeden büyük bir sürahiye
ya da karafa aktarırsınız. Bu sırada bol bol hava alır, taneni düşer. Decanter
etmeden, şişeyi açıp bir saat dinlendirmek hiçbir şeyi değiştirmez. Genç
şaraplara decanter etmek hava aldırmak amacını taşır. Yağlı şaraplarda ise bu
işlem şişe mum ışığına tutularak, dibine çöken tortu ve tanenden kurtulmak için
yapılır. Şarabın rengini neler söyler? Tipik kayalık bir arazi ya da yamaçtan
gelmiş diyebilirsiniz. Sonra iklimini: Renk çok koyuysa üzümün güneşli bir
iklimde, solgun ve açık renk ise serin, kuzey yörelerde yetiştiğini işaret
eder. Menekşe bir ton çakıllı bir toprak demektir. Yıllandırmak, kırmızı
şarabın renginin kahverengi tona dönüşmesini sağlar. Şarap nasıl tadılır?
Dilinizle önce tatlı sonda acı, en son da asiditenin tadını alırsınız. Şarabın
tadı derken aslında rayihasından söz ediyoruz. Şarap ağıza gelirken ısınmaya
başlar. Bir Alman özdeyişi vardır: Susadıysan bira iç, yaşamdan zevk almak
istiyorsan şarabı seç.
Şarap içmek, yalnızca bir içki tüketimi değil; zamanla, mekânla ve hafızayla kurulan çok katmanlı bir estetik ilişkidir. Kadehteki kırmızı, yalnızca üzümün değil, toprağın, güneşin ve sabrın rengidir. Her yudum, bir coğrafyanın, bir mevsimin ve bir insanın izini taşır. Bu yüzden şarap içmek, bir zevk meselesi olduğu kadar, bir anlam arayışıdır. Zevk, burada duyuların değil; duyular aracılığıyla varlığın derinliğine ulaşmanın adıdır.
Şarap, insanın kendine ayırdığı nadir zamanların içsel eşlikçisidir. Bir kadeh şarapla oturmak, dünyadan değil; dünyanın gürültüsünden çekilmek demektir. Bu çekilme, bir kaçış değil; bir yoğunlaşmadır. Şarabın içinde zaman yavaşlar, düşünceler berraklaşır, kelimeler susar. Çünkü şarap, konuşmaktan çok dinlemeyi öğretir. Zevk, burada hazdan değil; dinginlikten doğar. Ve bu dinginlik, ancak içsel bir sessizlikle mümkündür.
Şarap içmek, aynı zamanda bir kültürle temas etmektir. Antik çağlardan bugüne, şarap sofraları yalnızca yemek değil; fikirlerin, duyguların ve şiirin paylaşıldığı alanlar olmuştur. Kadeh tokuşturmak, bir anlaşmanın değil; bir yakınlığın ifadesidir. Zevk, burada yalnızlıktan değil; birlikte olmanın inceliğinden beslenir. Şarap, insanı sarhoş etmez; insanı kendine yaklaştırır. Ve bu yaklaşma, bir zevk değil; bir içsel yolculuktur.
Sonuçta, şarap içmek bir zevk meselesidir; ama bu zevk, yüzeyde değil, derinliktedir. Her kadeh, bir seçimin, bir ritmin, bir ruh hâlinin yansımasıdır. Şarap, insanın kendine verdiği en estetik moladır. Bu mola, zamanın akışını durdurmaz; ama ona anlam katar. Ve anlam, zevkin en rafine biçimidir. Şarap içmek, bu anlamı yudumlamaktır.
Şarap, insanın kendine ayırdığı nadir zamanların içsel eşlikçisidir. Bir kadeh şarapla oturmak, dünyadan değil; dünyanın gürültüsünden çekilmek demektir. Bu çekilme, bir kaçış değil; bir yoğunlaşmadır. Şarabın içinde zaman yavaşlar, düşünceler berraklaşır, kelimeler susar. Çünkü şarap, konuşmaktan çok dinlemeyi öğretir. Zevk, burada hazdan değil; dinginlikten doğar. Ve bu dinginlik, ancak içsel bir sessizlikle mümkündür.
Şarap içmek, aynı zamanda bir kültürle temas etmektir. Antik çağlardan bugüne, şarap sofraları yalnızca yemek değil; fikirlerin, duyguların ve şiirin paylaşıldığı alanlar olmuştur. Kadeh tokuşturmak, bir anlaşmanın değil; bir yakınlığın ifadesidir. Zevk, burada yalnızlıktan değil; birlikte olmanın inceliğinden beslenir. Şarap, insanı sarhoş etmez; insanı kendine yaklaştırır. Ve bu yaklaşma, bir zevk değil; bir içsel yolculuktur.
Sonuçta, şarap içmek bir zevk meselesidir; ama bu zevk, yüzeyde değil, derinliktedir. Her kadeh, bir seçimin, bir ritmin, bir ruh hâlinin yansımasıdır. Şarap, insanın kendine verdiği en estetik moladır. Bu mola, zamanın akışını durdurmaz; ama ona anlam katar. Ve anlam, zevkin en rafine biçimidir. Şarap içmek, bu anlamı yudumlamaktır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder