Aklımızı Kullanmadık çoğu kez.
Zekâmızı olmadık işler peşinde heba ettik. Yıldık, bu kez de duygularımızın
ardından sürüklenip gitmeye kalkıştık. Oysa saf, kirlenmiş duygularımızın
varacağı “temiz” bir adres ne kadar da azdı.
Kirletilmek istendi duygularımız.
Günlük küçük çıkarların birbirine girdiği savaş alanlarında ağır yaralar aldı
duygularımız. Ve bir de baktık ki, küçük, yaralı, kanayan bir kuş gibi gelip
yıkıldı kapılarımıza duygularımız.
Sık sık kararlar aldık. Bir daha
asla duygularımızın sesini dinlemeyecektik. Ama olmadı, beceremedik ve yenildik
yine. Çok denendik aslında ve de çok yenildik. Ve öğrendik ki, deneyip, hep
deneyip hep yenilmektir bizi biz yapan.
Bazen küçük hesapların kurbanları
olduk ve adımızı hep yenilgi ile anıldı. Hiçbir zaman çok şey istemedik
hayattan. Küçücük mutlulukların peşinde geçti ömrümüz. Ama hayat güzelliğinin
yanında, acımasızdı da aynı zamanda. Ve hayat kendinden çok şey isteyene daha
çok verdi, küçük mutlulukları önemsemedi o kadar da.
Hayatlarımıza el koydu hiç hakkı
olmayanlar, sevinçlerimiz tutuklandı, hayallerimizi ise sıkı takip altındaydı.
Açıkhava hapishanesine tıktıklar bizi kendi yurdumuzda. Yasaklar, ayıplar ve
günahlar ördüler hapishanemizin duvarlarını.
İnsan olmak istedik sadece ve de
kendimiz gibi. Çok şey değildi isteklerimiz elbet, ancak korkuyordu çoğunluk
bizlerden. Ya kendilerine benzeteceklerdi bizi, ya da sürünmek düşmeliydi
payımıza. Ve bizler sürünürken bile hayatı güzelleştirmek için harcadık bütün
enerjimizi. Oysa onlar, dimdik ayaktayken bile yerlerde sürünüyorlardı aslında.
Sıradan hayatları dayattılar bize,
çiğ, estetikten yoksun, ilkel, yoksul hayatlardı bunlar. Varlığımız rahatsız
etti onları. İşte bunun için küçük gettolarda yaşamak zorunda bıraktılar bizi.
Kendimizi inkâr etmemizi istediler, bizi biz yapan ne varsa üzerine yürüdüler.
Hataya zorladılar bizi ve hatalarımızdan vurmaya kalktılar hayatlarımızı.
Ama onlar bizim kadar güçlü olmayı
beceremedi yine de. Çok yaralandık, çok yenildik. Ancak içimizdeki cennete
ulaşamadılar hiçbir zaman. Kimimiz sevdalarımızı, yalnızlığımız alıp çekip
gittik bir ipin ucunda. Gitmeyenler ise direniyor hala.
Ve o direnenler biliyor ki, dünya
ebediyen kötülerin dünyası olarak kalmayacaktır. Hayatın kendisi, kötü yanlarını
kaldırıp atacak bir gün. İleriye doğru olan gelişime, hayat bile sonuna kadar
direnemeyecek çünkü.
HALİM BAHADIR
9 NİSAN 1999 CUMA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder