22 Temmuz 2013 Pazartesi

ev partileri...



Başlangıç: Mini Çin böreği, curry soslu miditey köfte, piliç yakitöri ve güveç ekmeğinde soslu sosis iştahınızı oldukça açacak. Sofraya oturduktan sonra Meksika krepi veya Akdenizliliğimizin bir göstergesi olan zeytinyağlı ve karidesli enginarı, misafirlerinize ön yemek olarak sunabilirsiniz.
Salata Çeşitleri: Bol mayonezli ve fettucini makarnalı fettucini salatası, sağlıklı beslenmek için rokfor soslu karnabahar, mısırlı mantar salatası, tavuklu, patatesli ve cuisine soslu cuisine salatası, pembe sultan sofralarınızı ve midelerinizi süsleyecek.
Ana Yemekler: Acılı, şarap soslu, safranlı pilav garnili, kuzu etinden yapılan Venezüella yahnisi ve az kızarmış bonfile üzerine kremalı şarap sosu dökülerek servise sunulan cuisine soslu bonfile misafirleriniz çok etkileyecek.
Tatlılar: İçinde mevsim meyvelerinin bulunduğu, irmikli İspanyol tatlısı olan semola çok lezzetli ve az kalorili.
Şaraplar: Kavaklıdere, Kalecik Karası, Kavaklıdere Özel Kavdan, Antik, Çankaya, Yakut ve Nevşah en çok içilen şaraplar.
Peynir Çeşitleri: Rokfor, füme, çerkez, kimyonlu, hellim, gouda ve emmantale peynirleri.
Kokteyller ve İçkiler: New Castle, Mc Ewans gibi kahverengi biralar, Göllespies gibi siyah bira ve de John Smith gibi acı biralar içki trendinin öncülüğünü yapıyor
Et Yemekleri: En rağbet gören et yemeği Meksika usulü fajitas. Bu yemek kırmızı et, tavuk ve deniz mahsulleri olmak üzere üç çeşitten yapılıyor. Fajitasın soğan, yeşil biber, kırmızı dolmalık biber ve acı biberden oluşan çok güzel bir sosu var ve yeni yemek  trendleri usulüne göre patates değil, avokado püresi ile servis  ediliyor. 
 
 
Ev partileri, modern zamanın ritüel dışı buluşma biçimidir; kamusal alanın denetiminden sıyrılmış, mahremiyetin içinde kolektif bir varoluşun yeniden kurulduğu geçici sahnelerdir. Bu partiler, yalnızca eğlencenin değil, aynı zamanda kimliğin, aidiyetin ve geçiciliğin sorgulandığı alanlardır. Duvarlarla çevrili bir mekânda, bireyler kendi sınırlarını aşar; çünkü ev, hem güvenli hem de dönüştürücü bir zemindir. Burada, gündelik roller çözülür, maskeler gevşer ve insan, kendini hem daha çıplak hem daha özgür hisseder.

Ev partisi, mekânın anlamını dönüştürür. Oturma odası, bir dans pistine; mutfak, bir itiraf sahnesine; balkon, bir yalnızlık köşesine dönüşür. Her köşe, bir duygunun mekânsal karşılığı olur. Bu dönüşüm, mimarinin değil, insanın içsel ritminin eseridir. Çünkü ev partileri, içsel olanın dışa vurulduğu, bastırılmış olanın görünür kılındığı geçici özgürlük alanlarıdır. Burada zaman, saatle değil, anın yoğunluğuyla ölçülür; ve bu yoğunluk, bireyin kendini yeniden tanımlamasına olanak tanır.

Ev partileri aynı zamanda bir hafıza üretimidir. Müzik, ışık, sohbet ve dokunuşlar; hepsi bellekte iz bırakır. Bu izler, çoğu zaman fotoğraflarla değil, duygularla saklanır. Çünkü ev partisi, bir olay değil; bir hâl olarak hatırlanır. İnsan, o gece ne giydiğini değil, ne hissettiğini hatırlar. Bu da gösterir ki, ev partileri, dışsal bir eğlenceden çok, içsel bir deneyimdir. Ve bu deneyim, bireyin sosyal dokuda nasıl yer aldığını, nasıl göründüğünü değil; nasıl hissettiğini belirler.

Sonuçta ev partisi, bir kaçış değil; bir yüzleşmedir. Kalabalığın içinde yalnızlıkla, gülüşlerin arasında kırgınlıkla, müziğin ortasında sessizlikle karşılaşılır. Bu karşılaşmalar, insanın kendine dair farkındalığını artırır. Çünkü ev partileri, yalnızca birlikte olmanın değil; birlikte susmanın da mümkün olduğu yerlerdir. Ve bu suskunluk, bazen en yüksek sesle konuşan şeydir. Ev partisi, bu anlamda, modern insanın hem sosyal hem varoluşsal bir aynasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder