20 Temmuz 2013 Cumartesi

karnaval tadında makarna



Malzemeler:

1/2 paket fettuccine makarna

1 çay bardağı taze bezelye

1 çay bardağı havuç (2 küçük)

2 tane enginar

1 büyük diş sarımsak

3 yemek kaşığı zeytinyağı

1 çay kaşığı tereyağ

1 limon kabuğu rendesi

2 yemek kaşığı limon suyu

1 çay bardağı kaşar peynir rendesi

1/2 çay bardağı krema

1/2 çay bardağı süt

1 tutam muskat

2 yaprak defne

2 yemek kaşığı frenk soğan (chives)

1 çay bardağı kokteyl yeşil zeytin

1 çay kaşığı karabiber

1/2 çay kaşığı tuz

Yapılışı:
Soyduktan sonra kararmasın diye limonlu suda beklettiğiniz enginarları kuşbaşı doğrayın ve zar büyüklüğünde doğradığınız havuç ve bezelye ile birlikte buhar tenceresinde 8-10 dakika süre ile haşlayın.
Derin bir tavaya 2 yemek kaşığı zeytinyağı dökün, ince ince doğradığınız bir büyük diş sarımsağı 1 dakika süre ile kavurun. Ardından buhar tenceresinde haşlanan sebzeleri ve limon kabuğu rendesinin yarısını ve limon suyunu tavaya ekleyin.
Sebzelerin haşlama suyunu atmayın, daha makarna haşlayacağız. Haşlama suyunu üzerine 3 bardak daha su ekleyin ve yarım paket fettuccine cinsi makarnayı 8 dakika süre ile haşlayın. Makarna suyuna ekleyeceğiniz 1 yemek kaşığı zeytinyağı yapışmasını engelleyecektir. Ayrıca makarna suyuna 2 yapak defne yaprağı ve birkaç tane karabiber katarak lezzetine lezzet katabilirsiniz.
Makarnalar haşlanırken bir yandan sebzeleri 3 dakika süre ile soteledikten sonra, tavaya süt ve krema ile sosu tutması için yarım çay bardağı kaşar peyniri ve tuz-karabiber ekleyin. Bezelyenin tadını vurgulamak isterseniz bir tutam da muskat ekleyebilirsiniz. Ocağın altını kısarak, kısık ateşte pişirmeye bırakın.
Makarnalar pişince süzmeden önce suyundan bir kepçe alarak tavaya ekleyin ve ardından haşlanan, süzdüğünüz makarnaları da tavaya alın ve sos ile tamamen bütünleşmesi için alttan üste doğru dikkatle karıştırın. Bir çay kaşığı tereyağ ekleyin ve eriyip karışınca servise hazırız. 
 
 Makarna, çoğu zaman sıradanlığın mutfaktaki simgesi olarak görülür; oysa doğru ellerde, doğru niyetle hazırlandığında, bir karnavalın ritmini taşıyabilir. Çünkü makarna, biçimsel sadeliğiyle aldatır; altında sonsuz bir çeşitliliği, kültürel bir zenginliği ve duyusal bir coşkuyu saklar. “Karnaval tadında” bir makarna, yalnızca damakta değil, zihinde de bir şenlik başlatır. Her malzeme, bu şenliğin bir karakteridir; her aroma, bir maskedir; her dokunuş, bir dans adımı.

Domatesin kırmızısı, fesleğenin yeşili, parmesanın altın sarısı… Bu renkler, tabakta bir araya geldiğinde, bir paletin değil; bir toplumun sesini taşır. Çünkü karnaval, bireysel değil kolektif bir neşedir. Makarna da öyledir: tek bir iplik değil, bir örgüdür. Her malzeme, kendi kimliğini korurken, bir bütünün içinde anlam kazanır. Bu birliktelik, yalnızca lezzet değil; bir yaşam felsefesidir: farklılıkların uyumla dans ettiği bir varoluş biçimi.

Karnaval tadında makarna, yalnızca bir yemek değil; bir zaman deneyimidir. Hazırlanışı, sabır ister; sunumu, estetik; tüketimi ise farkındalık. Çünkü bu makarna, hızlıca yenip geçilecek bir öğün değil; üzerinde düşünülmesi gereken bir anlatıdır. Her lokma, bir hikâyeyi taşır; her kıvrım, bir duyguyu. Ve insan, bu yemeği yerken yalnızca açlığını değil; özlemini, hayalini, hatta çocukluğunu da doyurur. Karnaval burada, geçmişle şimdi arasında kurulan bir köprüdür.

Sonuçta bu makarna, bir tarifin değil; bir tavrın ifadesidir. Neşeyi kutsayan, sıradanlığı dönüştüren, sofrayı sahneye çeviren bir yaklaşım. “Karnaval tadında” demek, yalnızca renkli olmak değil; anlamlı olmaktır. Çünkü gerçek karnaval, dışsal bir gösteri değil; içsel bir özgürlüktür. Ve bu özgürlük, bir tabakta hayat bulduğunda, insan yalnızca doymakla kalmaz—yaşadığını hatırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder