18 Kasım 2013 Pazartesi

Azrail'den Kaçan Adam



Günlerden bir gün, kuşluk vakti, saf bir adamcağız koşa koşa adaleti ve haklıya hakkını vermesiyle ünlü Hz. Süleyman’ın sarayına geldi.
Üzüntüden yüzü sararmış, dudakları morarmıştı. Hz. Süleyman adamın halini görünce: “Ey efendi ne oldu sana?” diye sordu.
Adam: “Azrail bana öfkeyle öyle bir baktı ki sorma gitsin.”
Hz. Süleyman: “Pekâlâ, şimdi benden ne istiyorsun, söyle bakalım.”
Adam: “Rüzgâra emret de beni buradan Hindistan’a götürsün. Belki oraya gidince Azrail’in elinden canımı kurtarırım.”
Hz. Süleyman’ın emri üzerine rüzgâr, deniz üzerinden uçarak onu derhal Hindistan içlerinde bir yere götürdü, bıraktı.
Ertesi gün Hz. Süleyman meclisini kurmuş toplantı yaparken Azrail’e:
“Ailesinden, vatanından ayırıp avare etmek için mi o Müslüman’a öyle baktın?” diye sordu.
Azrail:”Ben ona ne zaman öfkeyle baktım ki? Yolumun üstünde onu görünce şaşırdım burada ne arıyor diye hayretle ona baktım. Çünkü Allah bana: ‘Bugün onun canını Hindistan’da al’ diye emretmişti. Şaşkınlıktan kendi kendime: ‘Onun yüz kanadı olsa yine de Hindistan’a gitmesi çok zor, çok uzak ihtimal’ diye mırıldanmıştım” cevabını verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder