Kitap
korsanlığı çok genel bir ifadeyle, normlara göre yayımlanmış bir kitabın
yasadışı yollarla tıpkıbasımını yapıp piyasada o kitabın talebinden pay kapmak
olarak tanımlanabilir. Kitabın ekonomik getirisine bağlı olarak işleyen bir
mekanizmadır. Para’nın tıpkıbasımını yapan ağır cezalara uğratılır, kitabın tıpkıbasımını
yapan suçüstü yakalanmazsa suçu ispat bile edilemez.
Kitap
korsanlığının mağdurları yazarlar, çevirmenler, yayıncılar ve bilinci
bulandırılan okurlar oluyor; korsan baskıyla yazar hiçe sayılıyor. Yazdığı
kitabın çok satmasını fırsat bilen korsanlar bu yazarın emeğinden ilkel sömürü
yoluyla pay kapıyorlar. Çevirmen, kitap korsanlarınca ayak işi yapan biri
addediliyor. Kitabın yayıncısı hamal yerine konuyor. Okur hırsızlık bir malı
alarak kendi değerleriyle oynanmasına çanak tutar hale getiriliyor.
Okurla
yayınevi arasında doğrudan bir bağın kurulması gerekliliği birçok yayınevi
tarafından çok önceden anlaşılmış ve bu konuda kendi satış noktalarını
oluşturmaya varana dek birçok uygulama gerçekleştirilmiştir. Birçok yayınevinin
kitabevi zincirleri oluşturma çabası bu sürecin bir ürünü olmuştur. Ne ki
sorunların yayınevlerinin tekil çabalarıyla biraz olsun hafifletildiği ama çözümlenemediği
görülmüştür. Doğaldır ki savunulması gereken tek tek yayınevlerinin
çıkarlarıyla birlikte tüm dünyası ve okurlarının zihinsel bekasıdır.
Tarihte
Kitap Korsanlığı: Asur Taciri Bi-rabi 313 tabletlik Gılgamış’ı 317 tablet
olarak kopya etmiş ve kendi kazıyıp pişirdiği tabletlerin Sümer tabletleri
olduğunu ileri sürerek Hatti’li Teşşub’a karşılığında 3 Hatti kentinde daha
güvenlik içinde ticaret yapabilmek için izin verilmesini talep etmişti.
Böylelikle dünyanın ilk kitabının korsan baskısının yapıldığını uzunca bir süre
kimse farkına varmayacak Asurlu Tacir Bi-rabi, Teşşub’un izniyle Hattuşaş’ta
bile ticaret yapma olanağı bulacaktı. Bu olay Hititologların açıklamalarına
göre, Şippuliliuma dönemine kadar karanlıkta kalacak ve akuarg akuarga’larca
ortaya çıkarılacaktı. Sonunda Şippuliliuma, Akuarg-akuaraga’ların korsanlığı
fark ederek katıla katıla gülmelerine kızmıştı da onları bir tanrının
aldatılmasına güldüklerinden dolayı cezalandırmak için kurbağaya dönüştürmüştü.
(Tabletler, İstanbul Arkeoloji Müzeleri)
Çağımıza
en yakın kitap korsanlığına, Casanova’nın Anıları’nın Fransızca ilk
basımı örnek oluşturmuştur. Casanova 2 Nisan 1725’de Venedik’te doğdu. Kovulana
kadar İlahiyat Okuluna gitti. Din adamlığından umudu keserek maceralarla dolu
bir hayata atıldı. 4 Haziran 1798’de ölen Casonava’yı ardında onu üne
kavuşturan Anıları’nın 10 ciltlik el yazmaları oldu. 1822’de kitabın sansürden
geçirilmiş Almanca çevirisi yayınlandı. Ardında Almancadan yapılış Fransızca
çevirisi ise korsan olarak yayımlandı. Asıl metinler 1960-62’de gün ışığına
çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder