21 Kasım 2013 Perşembe

kitap korsanlığı

Kitap korsanlığı çok genel bir ifadeyle, normlara göre yayımlanmış bir kitabın yasadışı yollarla tıpkıbasımını yapıp piyasada o kitabın talebinden pay kapmak olarak tanımlanabilir. Kitabın ekonomik getirisine bağlı olarak işleyen bir mekanizmadır. Para’nın tıpkıbasımını yapan ağır cezalara uğratılır, kitabın tıpkıbasımını yapan suçüstü yakalanmazsa suçu ispat bile edilemez.
Kitap korsanlığının mağdurları yazarlar, çevirmenler, yayıncılar ve bilinci bulandırılan okurlar oluyor; korsan baskıyla yazar hiçe sayılıyor. Yazdığı kitabın çok satmasını fırsat bilen korsanlar bu yazarın emeğinden ilkel sömürü yoluyla pay kapıyorlar. Çevirmen, kitap korsanlarınca ayak işi yapan biri addediliyor. Kitabın yayıncısı hamal yerine konuyor. Okur hırsızlık bir malı alarak kendi değerleriyle oynanmasına çanak tutar hale getiriliyor.
Okurla yayınevi arasında doğrudan bir bağın kurulması gerekliliği birçok yayınevi tarafından çok önceden anlaşılmış ve bu konuda kendi satış noktalarını oluşturmaya varana dek birçok uygulama gerçekleştirilmiştir. Birçok yayınevinin kitabevi zincirleri oluşturma çabası bu sürecin bir ürünü olmuştur. Ne ki sorunların yayınevlerinin tekil çabalarıyla biraz olsun hafifletildiği ama çözümlenemediği görülmüştür. Doğaldır ki savunulması gereken tek tek yayınevlerinin çıkarlarıyla birlikte tüm dünyası ve okurlarının zihinsel bekasıdır.
Tarihte Kitap Korsanlığı: Asur Taciri Bi-rabi 313 tabletlik Gılgamış’ı 317 tablet olarak kopya etmiş ve kendi kazıyıp pişirdiği tabletlerin Sümer tabletleri olduğunu ileri sürerek Hatti’li Teşşub’a karşılığında 3 Hatti kentinde daha güvenlik içinde ticaret yapabilmek için izin verilmesini talep etmişti. Böylelikle dünyanın ilk kitabının korsan baskısının yapıldığını uzunca bir süre kimse farkına varmayacak Asurlu Tacir Bi-rabi, Teşşub’un izniyle Hattuşaş’ta bile ticaret yapma olanağı bulacaktı. Bu olay Hititologların açıklamalarına göre, Şippuliliuma dönemine kadar karanlıkta kalacak ve akuarg akuarga’larca ortaya çıkarılacaktı. Sonunda Şippuliliuma, Akuarg-akuaraga’ların korsanlığı fark ederek katıla katıla gülmelerine kızmıştı da onları bir tanrının aldatılmasına güldüklerinden dolayı cezalandırmak için kurbağaya dönüştürmüştü. (Tabletler, İstanbul Arkeoloji Müzeleri)
Çağımıza en yakın kitap korsanlığına, Casanova’nın Anıları’nın Fransızca ilk  basımı örnek oluşturmuştur. Casanova 2 Nisan 1725’de Venedik’te doğdu. Kovulana kadar İlahiyat Okuluna gitti. Din adamlığından umudu keserek maceralarla dolu bir hayata atıldı. 4 Haziran 1798’de ölen Casonava’yı ardında onu üne kavuşturan Anıları’nın 10 ciltlik el yazmaları oldu. 1822’de kitabın sansürden geçirilmiş Almanca çevirisi yayınlandı. Ardında Almancadan yapılış Fransızca çevirisi ise korsan olarak yayımlandı. Asıl metinler 1960-62’de gün ışığına çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder