27 Kasım 2013 Çarşamba

oğuz atay



Düşündüğümüz kadar değil yaptığımız kadarız. Atay’ın karakterleri eyleme geçemezler, istediklerini yaşayamamanın, kendisi olamamanın sıkıntısından kendi düşlerinin büyüsünde oyun oynayarak kurtulmaya çalışırlar. Ancak bu sonsuz bir unutuş değildir ve oyunun doruğunda büyüsünden çıkmak tam bir çıldırma anı demektir. Hiçbir şey ucuzundan gerçekleşmiyor, onun sanatı da hayatı pahasına olduğu için bu kadar özgündür. Bu tabii ki her tür okuru etkiliyor. Aydın olmakla toplumun palyaçosu olmak arasındaki ayrım, her Oğuz Atay okuru tarafından yapılamıyor ne yazık ki! Atay’ın yazdıklarında yoğun bir iç hesaplaşma vardır. Bir öz eleştiriden çok bu iç hesaplaşma denilen süreci yeni insanı doğurabilecek bir yoğunluk olarak algılıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder