1 bardak su
1 bardak şeker
1 çubuk tarçın
1 portakal
1 limon
10 karanfil
1 şişe kırmızı şarap*
1 bardak şeker
1 çubuk tarçın
1 portakal
1 limon
10 karanfil
1 şişe kırmızı şarap*
*Şarap için tavsiyem basit: köpeğinin bile içmeyeceği şarabı
hiçbir şey için kullanma.
Etrafta içtiğin sıcak şarapların tadı sirkeye çalıyorsa geri göndermelisin. 
1.Bir tencerede su, şeker ve tarçını kaynat. Kaynar kaynamaz altını kıs, hafif hafif baloncuklanmalarını izle. 
2.Portakalın suyunu sık ve karışımın işine boşalt. Sakın portakalın kabuklarını
atma. Karanfilleri kabukların içine yedir ve kaynayan suya bırak. Limonu da
dilimleyip, karanfilleyip aynı şekilde suya at. 30 dakika karışımı elleme, iyice koyulaşana kadar kaynasın. 
3.Şarabı tencereye dök ve kaynamaya yüz tutar tutmaz tencerenin altını kapat.
("Bünyeyi yormayayım, alkolsüz
olsun" diyorsan kaynatabilirsin tabii.) Portakal kabuklarını artık
atabilirsin. 
4.Soğuk bardaklarda servis edersen çat diye çatlayabilir, aman dikkat! 
Bu içkinin ritüeli, bir hazırlık sürecinden ibaret değildir; adeta bir meditasyondur. Şarabın ağır ağır ısınışı, insanın içsel dönüşümüne eşlik eder. Baharatlar, tıpkı bir metnin alt metni gibi, görünmeyen ama hissedilen anlamlar taşır. Sıcak şarap, gündelik olanı edebi olana dönüştürür; sıradan bir akşamı, bir romanın giriş cümlesi gibi derinleştirir. Bu yüzden onun kokusu, yalnızca mutfağı değil, düşünceyi de sarar; insan, bir kadehle birlikte kendi içine doğru yola çıkar.
Sıcak şarap, mevsimlerin felsefi bir cevabıdır: kışın sertliğine karşı sunulan yumuşak bir direnç. Bu direnç, gürültülü bir başkaldırı değil; sessiz, sabırlı ve zarif bir kabul ediştir. Tıpkı bir Stoacı gibi, sıcak şarap da dış koşulları değiştirmez; onları anlamlandırır. İçildiği mekân, ister taşra bir evin mutfağı olsun, ister şehirde bir çatı katı; bu içki, bulunduğu her yerde bir içsel sığınak yaratır. Çünkü sıcaklık, bazen ateşten değil, anlamdan gelir.
Ve nihayet, geceye yaklaşırken, sıcak şarap bir kapanış cümlesi olur. Günün telaşı, onun buharında çözülür; konuşmalar yavaşlar, gözler derinleşir. Bu içki, yalnızca bir keyif değil, bir edebi duruştur: yaşama karşı duyulan incelikli bir şükran. Kadeh elde, insan yalnız değildir; çünkü sıcak şarap, onunla birlikte geçmişi, arzuyu ve umudu taşır. Bugünü ne ısıtır diye sorulduğunda, cevap yalnızca bir içki değil, bir tavırdır: sıcak şarap, hayatın soğuyan kıyısına karşı yakılan şiirsel bir ateştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder