22 Ekim 2025 Çarşamba

bugün kendiniz için bir şey yapmak ister misiniz?

Gün, insanın kendine dönme cesaretini bulduğu nadir anlardan biridir. Zaman, çoğu kez başkalarının ihtiyaçlarına adanmış bir nehir gibi akar; birey, bu akışta kendi kıyılarını unutmuş bir gezgin olur. Oysa “bugün kendin için bir şey yapmak” düşüncesi, bu nehrin akıntısına karşı yüzmek değil, onun içindeki varlığını fark etmektir. Kendine yönelmek, yalnızca bir eylem değil, varoluşun en mahrem sorgusudur: Ben kimim, neyi özlüyorum, hangi sessizlikte kendimi buluyorum?

Kendilik, modern dünyanın gürültüsünde silikleşen bir yankıdır. İnsan, kendini başkalarının gözlerinde tanımlamaya çalışırken, kendi iç gözünü körleştirir. Bugün kendin için bir şey yapmak, bu körlüğe karşı bir başkaldırıdır. Bir kitabın sayfasında durmak, bir ağacın gölgesinde düşünmek, bir kelimeyi içselleştirmek… Bunlar, dış dünyanın taleplerine karşı iç dünyanın haklarını savunmaktır. Çünkü insan, kendine dönmediği sürece hiçbir yere varamaz; varmak, önce kendini tanımakla başlar.

Felsefenin kadim sorusu olan “iyi yaşam nedir?” belki de en somut cevabını bu soruda bulur: Bugün kendin için ne yaptın? Bu, etik bir sorgulama değil yalnızca; ontolojik bir çağrıdır. Kendine yapılan her yatırım, varlığın derinliklerine atılan bir çapa gibidir. Dışsal başarılar, içsel boşlukları doldurmaz; ancak kendine dair bir eylem, bu boşluğu anlamla örer. Kendine zaman ayırmak, varoluşun en dürüst biçimidir; çünkü insan, kendine karşı dürüst olmadıkça dünyaya karşı da sahici olamaz.

Ve belki de en büyük armağan, kendine verilen zamandır. Bugün, kendin için bir şey yapmak, zamanı kendine tahsis etmektir; bu, bir lüks değil, bir zorunluluktur. Kendini ihmal eden, varlığını eksiltir. O hâlde, bu günün sessizliğinde bir an dur ve sor: Bu anı kendime adayabilir miyim? Çünkü insan, kendine verdiği değerle dünyayı dönüştürür; ve belki de en devrimci eylem, kendine dönmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder