İlkbaharın ruhu, varoluşun en kadim uyanışını fısıldar toprağın derinliklerinden. Her tomurcuk, Platon’un idealar dünyasından kopup gelen bir hakikatin suretidir; doğa, kendi logos’unu yeniden yazarken, insan da içsel baharını arar. Bu mevsim, zamansız bir gençliğin metaforu değil yalnızca; aynı zamanda varlığın kendini yeniden kurma çabasıdır. Rüzgâr, Aristoteles’in dört nedeninden biri gibi eser: hem neden hem sonuç, hem biçim hem öz. İlkbaharla konuşmak, kendini yeniden tanımaktır; çünkü onun dili, varlığın özüne dair bir çağrıdır.
Yaz, varoluşun en yüksek perdesinde yankılanan Dionysos’un çığlığı gibidir. Güneşin altında eriyen zaman, insanın arzularını ve korkularını aynı potada eriterek bir tür içsel katharsis yaratır. Yazın ruhu, Heidegger’in “varlık ve zaman” ekseninde gezinir; çünkü burada zaman, yalnızca geçip giden bir ölçü değil, varlığın kendini açığa vurduğu bir sahnedir. Yazla konuşmak, tutkuların ve düşüncelerin en çıplak hâliyle yüzleşmektir. Her ter damlası, insanın kendiyle hesaplaşmasının bir izidir; doğa, bu mevsimde insanı hem sarar hem yakar.
Sonbahar, melankolinin ve bilgelik arzusunun mevsimidir. Yaprakların düşüşü, Nietzsche’nin “sonsuz döngü” düşüncesini hatırlatır: her düşüş, bir yeniden doğuşun habercisidir. Sonbaharın ruhu, geçmişin yankılarıyla konuşur; hafıza, bu mevsimde en derin anlamını bulur. Renkler solarken, insanın iç dünyası da soyutlanır, arınır, sadeleşir. Sonbaharla konuşmak, geçmişle barışmak ve geleceğe dair sessiz bir umut taşımaktır. Çünkü bu mevsim, zamanın şiirsel bir biçimde durduğu yerdir.
Kış, varlığın en çıplak hâlidir; sessizlik, onun en gür sesidir. Kar, varoluşun üzerine örtülen beyaz bir örtü değil, aynı zamanda hakikatin çıplaklığını gizleyen bir simgedir. Kışın ruhu, Camus’nün absürd düşüncesiyle konuşur: soğuk, anlamsızlığın değil, anlam arayışının bir tezahürüdür. Kışla konuşmak, varlığın sınırlarında gezinmektir; çünkü bu mevsim, insanı kendi iç boşluğuyla yüzleştirir. Her donmuş dal, umutla bekleyen bir dirilişin habercisidir; ve her sessizlik, varoluşun en derin sorularını fısıldar.
Günlüğünüz karşısında ruhen çırılçıplak kalmayı göze alabileceğiniz belki de tek dostunuz.
3 Ekim 2025 Cuma
mevsimlerin ruhuyla konuşmak
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder