Son yıllarda çok popüler olsa da, bitki çayları
aslında çok eski çağlardan beri hayatımızda. Başlangıçta insanoğlu her şeyin
çaresini doğada aramak ve elindeki imkanları en verimli şekilde değerlendirmek
zorundaydı. Temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, doğanın kendisine
bahşettiği tüm nimetleri en iyi şekilde işlemenin yollarını aradı, buldu,
çağlar içinde geliştirdi. Önceleri doğa ve iklim şartlarının peşinden giden
insan zamanla, her iklimde ve doğa şartında yaşayabilecek beceriler geliştirdi.
Vahşi hayvanları evcilleştirdi, toprağı ıslah etti ve yerleşti. Hızlıca
günümüze gelirsek; artık bu kadar çabalamamıza gerek yok. Zamanında bir devrim
olarak başlayan sanayileşme neye ihtiyacımız olduğuna bizim adımıza karar
veriyor, bizim için üretiyor, paketliyor ve bize satıyor. Çoğu zaman paketin
içinde gerçekte ne olduğuna bakmıyoruz bile. Başlangıçta hepimize çok cazip ve
pratik gelen işlenmiş, hazır gıda ürünleri zaman geçtikçe kronik hastalıkların
artmasına ve bu hastalıklara yakalanma yaşının giderek küçülmesine sebep oldu.
Şimdilerde bir yandan bu hastalıklarla mücadele ediyor bir yandan da yeniden
doğaya dönüşün yollarını arıyoruz. Elma çayı da, bu mücadelemizde sık sık
başvurduğumuz, kadim yardımcılarımızdan biri. Mide ve sindirim sorunları, uyku
bozuklukları ve zayıflama çalışmaları sırasında ama en çok da balgam söktürücü,
öksürük giderici olarak, çocuklarımıza bile güvenle verebileceğimiz, sağlıklı bir
içecek. Özellikle kış aylarında, bağışıklığımızı artıran, içimizi ısıtan
lezzetli bir seçenek.
Elma Çayı
Nasıl Hazırlanır?
Malzemeler
- 1 bütün elma ya da 3-4 elmanın kabuğu
- 2 adet kuru karanfil
- 1 küçük parça çubuk tarçın
- Limon
- 2 bardak su
Hazırlanışı
- Bütün elma kullanacaksanız, elmayı iyice yıkayıp 4’e bölün. Çekirdekleri de kalabilir. Kabuklardan çay yapacaksanız, yediğiniz elmaların kabuklarını biriktirerek istediğiniz zaman bunları değerlendirebilirsiniz.
- Çayı demleyeceğiniz kabın içine karanfil, tarçın ve elmaları koyup 2 bardak su ekleyin.
- Demliği ocağa koyun ve suyun kaynamasını bekleyin. Su kaynadıktan sonra, ocağı kısıp, demliğin kapağını kapatın. 10 dakika kadar kısık ateşte kaynatmaya devam edin ve ocağı söndürün.
- Demlenen çayınızı bardağa döküp dilerseniz 1-2 damla limonla tatlandırabilir, nane yapraklarıyla süsleyebilirsiniz.
Elma Nelere
İyi Gelir?
Elma ülkemizde her mevsim bulabildiğimiz, hatta hala
dalından kopararak yiyebilecek kadar şanslı olduğumuz bir meyve. Anavatanı Anadolu
olan elmanın 5000’den fazla türü, 100’den fazla çeşidi var ve -35 derece
soğuğa bile dayanabilecek kadar dirençli bir ağaçta yetişiyor. %85’i su, %12’si
şekerden meydana gelen elmada ayrıca, A, B1, B2, B3, C ve E vitaminleriyle,
kalsiyum, pektin, organik asitler, soda, fosfor ve tanen bulunur. Kalorisi
düşük bir meyve olduğu için, kilo kontrolü için diyet yapanların en çok rağbet
ettiği meyvedir. Zengin lif içeriği sayesinde bağırsak hareketlerini
hızlandırır, kabızlığı önler ve bu da kolon kanserinden korunmak için çok
faydalıdır. Diyabet hastaları meyve şekerini diğer şekerli gıdaların aksine
metabolize edebilirler. Glisemik endeksi yüksek olan meyveler bile, ölçülü
olmak kaydıyla şeker hastaları tarafından tüketilebilir. Elma glisemik endeksi
düşük ve posası yüksek bir meyvedir ve diyabet hastalarının diyetlerinde
mutlaka yeri vardır. Günümüzde yapılan bilimsel araştırmalar, çocukken
elmayı kabuğuyla birlikte yememiz için ısrar eden annelerimizin haklılığını
ortaya çıkarmıştır. Elmanın kabuğu tam anlamıyla bir antioksidan deposudur. Bu
antioksidanların en değerlisi, kuersetin isimli antioksidandır. Kuersetin,
vücuttaki tüm madde alışverişinin yapıldığı endotel dokunun sağlığından sorumlu
en önemli maddedir. Damar sağlığıyla birebir ilgili olan bu sistem başta
kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon olmak üzere dolaylı olarak diyabet,
obezite, diyabete bağlı katarakt, emboli gibi hastalıklardan da sorumludur.
Elma kabuğunda bol miktarda bulunan kuersetin bütün bu hastalık risklerinin
azaltılmasında çok faydalıdır.
Elmanın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileriyle
ilgili sayısız araştırmalar yapılmış ve bunların sonucunda; felci önlediği,
beyni Alzheimer hastalığına karşı koruduğu, kötü kolesterolü düşürdüğü,
kalınbağırsak, meme, karaciğer kanserine karşı koruma sağladığı, reflü
şikayetini azalttığı, tokluk hissi vererek zayıflamayı kolaylaştırdığı, kemik
gelişiminde ve kemik yoğunluğunun korunmasında sayısız yararları olduğu ortaya
konmuştur. Çok değerli besin ögeleri içeren ve kelimenin tam anlamıyla doğal
bir ilaç olan elmadan en yüksek faydayı sağlamak için, her gün 1 elma yemeyi
alışkanlık haline getirmeli, iyice yıkadıktan sonra mümkünse kabuğuyla birlikte
hatta ısırarak yemeli. böylece elmanın faydalarına bir de diş sağlığı
üzerindeki etkilerini eklemiş oluruz. Meyve suları içinde de elma suyu
faydalarıyla açık ara öne geçmiş bir meyvedir. Fakat tüm meyve suları gibi
meyvenin kendisinden daha fazla kalori içerir.
Elmanın
Kullanımı
Çiğ, pişmiş, bitki çayı, meyve suyu olarak çok farklı
yollarla tüketilebilen elmanın belki de en meşhur ve faydalı hali, sirke
halidir. Çok eski çağlardan beri kullanılan elma sirkesi, doğal yollarla elde
edilen çok faydalı bir antioksidandır. Sindirim sorunlarında, alerjik
reaksiyonlarda, bağışıklık sistemini desteklemekte, vücudu toksik atıklardan
temizlemekte, solunum yolları enfeksiyonlarında, cilt bakımı ve temizliğinde ve
mantar tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Sulandırılmış elma sirkesi, ayna
ve cam yüzeylerin temizlenmesinde ve parlatılmasında kullanılır. Elma sirkesi,
evde kendimizin de kolaylıkla yapabileceği bir üründür. Elmadan elde edilen bir
başka ürün de, artık neredeyse unutulmuş olan elma ekşisidir. Anadolunun
pek çok yöresinde üzüm, erik ve nar gibi meyvelerden elde edilen bu ürün,
Karadeniz bölgesinde elmadan da yapılır. Elma ekşisi, sulandırılarak içecek
olarak ya da yemeklere, salatalara ekşi tat vermek için kullanılır. Elma
pestili de pek çok yöremizde, geleneksel kış hazırlıkları kapsamında yapılan
bir elma ürünüdür. Elma tatlısı mutfak kültürümüzde önemli bir yere sahiptir.
Pek çok tatlı hamur işinde, iç malzemesi olarak, tarçınla pişirilmiş elma
kullanılır. Özellikle ekşi elma, et yemeklerine hem kıvam verir hem de yemeğin
lezzetini artırır.
Elma üretiminde dünya sıralamasında 4. olan Türkiye’de, ne yazık ki elma
tüketimi gerektiği kadar değildir. Dünya çapında kaliteli ve yerel tohumlardan
elde edilen nadir elma çeşitlerinden olan Amasya elmamız varken, genetiğiyle
oynanmış tohumlardan elde edilen ithal elmaların tezgahlarda neden bu kadar çok
yer işgal ettiğini anlamak gerçekten zor. Beslenmenin, ne bulursak yemek
olmadığını artık idrak etmiş olmalıyız. Sağlıklı ve dengeli beslenmek,
yediklerimizin doğal şartlarda yetişmiş olmasıyla da yakından ilgilidir.
Kendimiz için değilse bile, çocuklarımızın sağlıklı bir geleceğe sahip olması
için, ısrarla doğal olanı talep etmek ve üreticiyi teşvik etmek zorundayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder