İnsanoğlu kendini doğanın efendisi sanmaya başladığı
günden beri, başımız beladan kurtulmuyor. Doğayı “dize getirmek” yerine,
doğanın şartlarına uyup birlikte yaşamayı seçmiş olsaydık, çok daha mutlu ve
sağlıklı bir dünyamız olabilirdi. Son yıllarda giderek artan metabolizma
hastalıkları, doğadan ne kadar uzaklaştığımızın çok açık bir göstergesi. Doğal
haliyle tükettiğimizde sayısız faydalar sağlayabileceğimiz gıdaları,
laboratuvar ortamında “…miş gibi” üretmeye başladığımızda, doğanın bir parçası
olan vücudumuzun da düzenini bozmaya başladık. Çocukluğumuzda – büyük
şehirlerde bile- dalından yediğimiz meyveleri şimdi adeta bir tablo gibi market
tezgahlarında seyrediyoruz artık. Kazara bir yerlerde bir meyve ağacı
bulduğumuzda, kim bilir hangi kimyasallarla ilaçlandıklarını bilemediğimiz için
çocuklarımızın dalından yemelerine izin vermiyoruz. Oysa ülkemiz her mevsim
tarıma uygun iklimi ve bitki çeşitliliğiyle, hepimizi doyurmaya yetecek kadar
bereketli topraklara sahip. Fakat yanlış uygulamalarla her geçen gün toprak ve
ürün kalitesi ve verimi azalıyor. Ama yine de pek çok batı ülkesine göre şanslı
sayılırız; geleneksel aile yapımız ve adetlerimiz, doğal beslenmeden tamamen
kopmamızı engelliyor. Hepimizin damağında, eskilerden kalan bir lezzet anısı
hala var. İşte bu yazımızın konusu da bu lezzetlerden biri; farklı yörelerde
farklı isimlerle bilinen ama tanıyanların hemen hemen aynı kelimelerle tarif
ettiği, lezzeti kadar şifası da bol çedene.
Çedene
Nedir?
Sakız ağacıgiller familyasına ait, sıcak iklimlerde
doğada kendi kendine yetişen bir ağacın meyvesi olan çedene yetiştiği yörelerde
menengiç, çitlembik, çitemik, bıttım, çıtlık, çıtlak, çıtımık, çöğre, sakızlak
gibi değişik isimlerle tanınır. Dahil olduğu sakız ağacıgiller familyası
oldukça geniş bir bitki ailesi ve mangodan sakıza, sumaktan fıstığa kadar pek
çok üyesi var. Ülkemizin en değerli yemişlerinden olan Antep Fıstığı, yabani
çedene ağaçlarının aşılanmasıyla elde edilir. Dolayısıyla çedenenin tadı, Antep
fıstığına çok benzer. Tadıyla olduğu kadar reçineli kokusu ve kırmızı-mor-yeşil
renkli görünümüyle de hayranlık uyandırır. Çedene sıklıkla, kenevir tohumuyla
karıştırılır ve kenevirin esrar yapımında kullanılması nedeniyle de
kullanımının yasa dışı olduğu sanılır. Oysa kenevir ve çedene farklı iki
bitkidir.
Çedene Nasıl
Tüketilir?
Çedene yetiştiği yörelerde çoğunlukla kavrulup
tuzlanarak, kuru yemiş olarak tüketilir. Geleneksel olarak, bebeklerin ilk
dişleri çıktığında yapılan kutlamalarda, buğdayla birlikte konuklara ikram
edilir. Yüksek miktarda yağ içerdiği için, kavurma sırasında yağ eklemeye gerek
kalmaz. Bu yağı sayesinde sabun yapımında kullanılır; son zamanlarda adını çok
sık duyduğumuz bıttım sabununu, çedene ağacının yapraklarından elde edilir.
Dünyanın bilinen en eski temizlik ürünlerinden olan bıttım sabununun yapımı
için sonbaharda toplanan çedene ağacının yaprakları ezilip yağı çıkarılır ve
odun külüyle karıştırılarak kalıplara dökülür. Çedenenin bir başka yaygın
kullanım alanı da Türk kahvesi gibi pişirilerek içilmesi. Artık hemen her
cafede kahve menüsünde “menengiç kahvesi” adıyla rastlayabileceğimiz bu kahveyi
elde etmek için, yoğun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yetişen
çedene ağaçlarının meyveleri kurutulup kavrulur ve öğütülür. Bildiğimiz toz
kahvelerden daha yağlı, erimiş çikolata gibi bir yapısı vardır. Bu yapının
verdiği kremamsı kıvamı, reçine kokusu ve damakta bıraktığı antep fıstığı
aromasıyla doyumsuz bir lezzettir. Suyla ya da sütle pişirilebilir. Menengiç
kahvesini, hazır halde ambalajlı olarak da bulabilir ya da aktardan aldığınız
çedeneyi kendi yağıyla kavurup ezerek evinizde kendiniz de tıpkı Türk kahvesi
gibi pişirebilirsiniz.
Çedenenin
Faydaları Nelerdir?
Çedene, bileşiminde bulunan değerli yağlar, bitkisel
protein, karbonhidrat, vitamin ve mineraller sayesinde, insan sağlığına çok
büyük faydalar sunar. Günde bir tatlı kaşığı çedene tüketmekle günlük yağ
ihtiyacının yarısını karşılayabilirsiniz. Üstelik bu yağ vücut için gerekli
enzimler, yağ asitleri, mineraller, antioksidanlar ve vitaminler bakımından çok
değerli. Besin değeri kaybına uğramaması için soğuk tüketilmesi gerekir. Çedene
ilaç sanayiinde, öksürük giderici ilaçların yapımında kullanılır. Henüz
bilimsel kanıtları yeterli olmamakla birlikte, pek çok sağlık sorununda
koruyucu ve iyileştirici etkileri olduğunu, ağacın yetiştiği yörelerde
yaşayanların ve yüzyıllardır geleneksel tedavi aracı olarak çedene
kullanmalarından biliyoruz.
1. Öksürüğe
İyi Gelir
Yetiştiği bölgelerde yöre halkı tarafından geleneksel
olarak öksürüğü kesmek için kullanılır. Özündeki reçine, tıkanmış bronşları
açıp, balgamı incelterek ciğerler daha çok oksijen gitmesine yardım eder.
Balgamın bu şekilde atılması da öksürüğü azaltır. Bunun için toz halindeyken
yiyebilir ya da kahve şeklinde tüketebilirsiniz. Sütle pişirilerek besleyici
değeri daha da artırılır.
2. Mide
Ağrısına İyi Gelir
Sindirimi kolaylaştırarak yiyeceklerin mideyi daha
çabuk terketmesini sağlar ve böylece hazımsızlığa bağlı mide ağrılarının ortaya
çıkmasına engel olur.
3. Saç
Dökülmesini Engeller
Çok eski çağlardan beri vücut temizliğinde kullanılan
bıttım sabunu, saç köklerini güçlendirerek dökülmelerinin de önüne geçer.
4. Kan
Dolaşımını Hızlandırır
Kanın yapısını incelterek, damarlarda daha rahat
dolaşmasını sağlar. Bu sayede özellikle kalp – damar hastalıklarından korunmada
etkili olur.
5.
Kolesterolü Düşürür
Bileşiğindeki yağlar miktar olarak fazla olsa da,
doymamış, kaliteli, bitkisel yağlardan oluştuğu için iyi kolesterolün
yükselmesini, kötü kolesterolün düşmesini sağlar.
6.
Kansızlığa İyi Gelir
Çedene yüksek miktarda demir minerali içerdiğinden
kansızlık tedavisinde de yaygın olarak kullanılır.
7. Hücre
Yenilenmesine Destek Olur
Geleneksel olarak yaraların iyileştirilmesinde
kullanılır. Hücre yenileyici özelliği sayesinde yaşlanmayı geciktirdiğine ve
kanserden korunma sağladığına inanılır.
8. Kilo
Vermeye Yardımcı
Yüksek oranda diyet lifi içeren çedene, daha çabuk
doyma hissi verir, tok tutar. Yine bu lifler sayesinde bağırsak hareketlerini
hızlandırarak besinlerin vücudu daha çabuk terk etmelerini sağlar. Zayıflama
diyetlerinde sağlıklı bir atıştırmalık olarak değerlendirilebilir.
Tüm bunların dışında çedene, cilt sağlığına da iyi
gelir. İçeriğinde bulunan yağlar, cildin içeriden beslenmesini ve nemli
kalmasını sağlar. Böylece cilt yaşlanmasını geciktirir. Antiseptik etkisi ile
mikropların üremesini ve çoğalmasını engelleyerek enfeksiyon oluşumunun önüne
geçer. İçeriğindeki selenyum elementi, karaciğer sağlığı için çok gerekli
bir elementtir. Ayrıca ağız kokusuna sebep olan bakterilerin üremesini
önleyerek ağız kokularının oluşmasını da engeller.
Çedene Nasıl
Kullanılır?
Çedene kafein içermediği için, anne adaylarının da kahve olarak
tüketmesinde bir sakınca yoktur. Özellikle sütle pişirildiğinde sağlıklı bir
ara öğün olarak karşımıza çıkar. Taze olarak toplanan tohumlar kullanmadan önce
mutlaka yıkanmalıdır. Yıkandıktan sonra suyu iyice süzülür, dibi tutmayacak bir
tavada, tohumlar yağını salana kadar kavrulur. Yeterince kavruldukları,
yeşilden kahverengine dönen renklerinden anlaşılabilir. Kavurma işleminden
sonra soğumaları sağlanan çedeneler, cam kavanozlarda saklanabilir. Siz de bu
şekilde sakladığınız çedeneyi kahve olarak tüketmek isterseniz, sütle
pişirmenizi tavsiye ederiz. Kavrulmuş çedeneyi havanda döverek ya da elektrikli
bir öğütücüde ezmeniz gerekir. 1 kahve fincanı suya 1 çay kaşığı çedene ezmesi
ekleyip iyice karıştırın ve kısık ateşte kaynayana kadar pişirin. Kahvenizi
köpüklü seviyorsanız, çedene kahvesinde köpük elde etmek, Türk kahvesinden daha
kolaydır. Çedenenin yağlı yapısı buna daha müsait. Fiyatı Antep fıstığından çok
daha ucuz olan çedene, fıstığın kullanıldığı tatlı – tuzlu hamur işlerinde ve
yemeklerde rahatlıkla kullanılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder