Osmanlı Dönemi’ nden de öncesine dayanan kahve önceden
Arap yarımadasında yetişen kahve meyvesinin kaynatılması sonucu ortaya çıkan
bir içecek olarak bulunmuştur. Daha sonra ticaretin gitgide artması ile Osmanlı
Döneminde gelişen bir kültürle Türk kahvesi niteliği kazanan kahve Türklerin
kendine özel pişirme metodları ile de gelişmiştir. Avrupanın bizlerden
öğrendiği bu kahve kültürü gün geçtikçe gelişse de tabii ki bir Türk kahvesi
kadar olamamaktadır. Kendi markası haline dönen Türk kahvesi Türklerin
kültürlerindeki önemli vazgeçilmezlerdendir. Örneğin bir yere misafire
gidildiğinde kahve mutlaka ikram edilir. İkram edilirken de yanında bir bardak
su ve yanında lokum olmalıdır. Genelde suyun kahveden sonra ağızda kalan telve
için içildiği bilinse de aslında olay öyle değildir. Kahvenin içerisindeki
lezzeti tam olarak alabilmek için önceden su içilerek ağızda kalan diğer
tatların giderilmesi sağlanır ve böylelikle doya doya Türk kahvesinin
lezzetine varılır. Atasözlerinde bile adını geçiren Türk kahvesi çeşitli her
damak zevkine hitap etmektedir.
Osmanlı Döneminde kahve tadına tat katmak için Türk
kahvesinin içerisine aroma niyetine çiçek suyu, akamber suyu veya kakule
konulurdu. Böylelikle ilk aromalı Türk kahvesinin de nereden çıktığını tahmin
etmek zor olmamalı. Osmanlı Döneminde Türk kahvesinin bu kadar çabuk bir şekilde
kabul görmesinin bir sebebi de medreselerdeki öğrencilerin geç saate kadar
uykusuz kalarak daha çok ders çalışmalarını sağlamaktı. Öğrencilerin sık sık
kullandığı kahvenin tadını beğenen din adamları kendi sohbetlerine eşlik eden
kahveyi her sohbette bulundurmuş ve bunu da bir gelenek haline getirmişlerdi.
Böylelikle Osmanlı Döneminde hızlı bir şekilde yayılan Türk Kahvesi herkesin
evindeki mutfağında yerini almaya hızlı bir şekilde yayılıyordu. Kanuni
Döneminde yayılan Türk kahvesinin saraylarda ikramı oldukça gösterişli idi.
Bunların daha görkemli olması elbette saraya gelen ve saraydakilerin makamından
kaynaklı idi. Kaynaklara göre Osmanlı döneminde ikram edilen Türk kahvesi
sarayda özel fincanlarda ikram edilmekte ve yanında ikram edilen lokumlar da
elbette özel olmakta idi. Hatta 4. Murat zamanında saray içeceği olarak kabul
edilen Türk Kahvesi bu şekilde diğer devletlerden gelen elçiliklerden
misafirlere kadar uzanmaktadır. Bu şekilde yayılan Türk kahvesi günümüze kadar
değişmeyen kültürlerimizden biridir.
Türk kahvesinin günümüzde öneminin bir örneği de
kafelerin çoğalması olarak görmekteyiz. Normalde kahvehane olarak geçen bu
dükkanlar zamanla kısaltılarak kafeye dönüşmüştür. Kahvelerin ikram edildiği bu
kafelerin ilk örneğine ise Kanuni Sultan Süleyman’ın döneminde rastlamak
mümkündür. Ancak kahvehanelerde yapılan siyasi sohbetlerin ve isyan
ayaklanmalarının ilk konuşulduğu yer olan bu kahvehaneler zamanla bir tehlike
olarak görülerek kapatılmasına karar verilmiştir. Böylelikle Türk kahvesinin geleneği
yine kaldığı yerden devam etmiştir. Türk mutfağında ve kültüründe bu kadar
köklü bir yere sahip olan Türk Kahvesinin şeker tüketmeyen bireyler için sade
şeklini paylaşalım.
Sade Türk
Kahvesi Tarifi
Malzemeler
- Türk kahvesi
- Fincan
- ocak
- Cezve
- Tatlı Kaşığı
Hazırlanışı
- Cezvenin içerisine kişi sayısınca bir tatlı kaşığı kadar Türk kahvesini koyun.
- Aynı cezvenin içerisine kişi sayısınca fincan ile ölçerek su katın.
- Kahveyi su ile çok az karıştırın ve sonrasında da karıştırmadan ocağın en küçük gözüne koyun.
- Sonrasında yavaşça kaynamasını bekleyin. Bir taraftan tatlı kaşığı yardımı ile yavaşça fincanlara köpükleri paylaştırın.
- Son olarak kalan kahveyi de fincanlara eşit bir şekilde paylaştırın.
Sade
Kahvenin Yararları
Sade kahvenin diğer kahvelerden tek farkı şekersiz
olarak yapılmasıdır. Şekersiz yapıldığı için oldukça faydalı olan sade kahvenin
yararları saymakla bitmez. Başlıca yararlarından sizlere bahsedelim.
Kan dolaşımını hızlandıran sade kahve baş ağrılarında
kan akışını hızlandırarak kan akışının normale dönmesini sağlar ve bu şekilde
baş ağrısını da hızlı bir şekilde dindirir. Aynı zamanda hızlı bir şekilde
sinir sistemini de uyandıran kahve konsantrasyonu da artırarak kişinin dikkat
dağınıklığını da ortadan kaldırır. Dikkat dağınıklığını da ortadan kaldıran
kahve aynı zamanda kişiye enerji vererek dinç kalmasını da sağlar. Türk
kahvesini kadınların daha çok tükettiği gözlemlenmiştir. Türk kahvesi tüketen
kadınların daha az selülit sahibi olduğu görülmüştür. Erkekler deki bir diğer
etkisi de sperm üretimini artırdığı yönündedir.
Sade
Kahvenin Zararları
Fazla tüketilen her şeyde olduğu gibi bu sade kahve
tüketiminin fazla olduğu zamanlarda kahvenin de zararları olabilir. Sade Türk
kahvesini çok tüketen kişilerde meydana gelecek rahatsızlıklar oldukça
fazladır. Çünkü kahvenin içerisinde kafein etken maddesi vardır. Tüketildiğinde
kişiye enerji verse de çok tüketildiğinde ise kişide tansiyon ve kalp
hastalıklarını tetiklemektedir. Kişide aynı zamanda fazla tüketildiğinde baş
dönmesine de sebep olan kahve çok fazla tüketildiğinde mide hastalıklarına da
davetiye çıkarmaktadır. Keskin bir tadı olan kahve çok sık tüketildiği zaman
ağızda tat alma duygusunu da bozabilir. Günde bir bardaktan fazlasını zarar
olarak gören uzmanlar kahve tüketiminin herkes tarafından yapılmaması
gerektiğini iddia etmektedirler. Kalp hastalıklarından birine sahip olan ya da
tansiyon problemi olan kişiler, hekimlerine danışmadan bu lezzeti
tüketmemelidir.
Kahve çok tüketildiği takdirde kabızlık sorunu çeken kişilerde de yan
etkisini göstermektedir. Su kaybı yaşatan kahveyi içen kişiler eğer kabızlık
sorunu yaşıyorlarsa kahve içmeden önce mutlaka daha dikkatli olmaları
gerekmektedir ya da içtikten sonra bol miktarda su tüketmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder