8 Temmuz 2019 Pazartesi

Ev Yapımı Enginar Reçeli Nasıl Hazırlanır?


Enginarın beden ve hatta ruh sağlığımız için çok faydalı olduğunu bilmeyen yoktur. Taze toplanmış enginarlar ile akla ilk gelen tarifler de elbette ki zeytinyağlılardır. Fakat, kulağa alışılmışın dışında gelse bile, reçel yapmak gibi yöntemlerle de enginarın daha uzun süre muhafazasını sağlarken, kahvaltılarınıza hem sağlık hem de lezzet dolu bir dokunuş kazandırmak mümkün.
Malzemeler:
  • 1 kg şeker
  • 20 adet enginar
  • 2 adet zencefil
  • 2 adet çubuk tarçın
  • 1 adet limon(yalnızca suyu kullanılacak)
  • 10 adet karanfil
Hazırlanışı:
  1. Enginarlar bol su ile yıkanır.
  2. Ardından yalnızca çanak kısımları kalacak biçimde temizlenir ve bu kısımlar isteğe bağlı olarak dilim şeklinde veya küp küp doğranır. Limonlu su içerisinde yarım saate yakın bekletilir.
  3. Enginarlar süzülerek pişirme kabına alınır, üzerine limon suyu, zencefil, tarçın ve karanfil eklenerek pişirilmeye başlanır.
  4. Reçel kıvamına geldikten sonra ocaktan alınır. Bu noktada kısık ateş ile pişirmek oldukça önemlidir.
Enginar Reçelinin Saklama Koşulları
Her reçelde olduğu gibi, ev yapımı enginar reçeli saklanırken de raf ömrünü uzatmak adına cam kavanoz tercih edilmeli. Pişirme esnasında reçelin üzerinde oluşan köpük tabakası alınmalı ve reçeliniz oda sıcaklığına gelmeden kavanozun kapağı kapatılmamalı.
Saymakla bitmeyen faydalarına rağmen, ne yazık ki enginarın sevmeyeni de çok. Bu tarif ile hem sevmeyenlerinin de bu sağlık dolu sebzeden faydalanmasını sağlayabilir hem de enginarı yalnızca bir ilkbahar sebzesi olmaktan çıkarıp, dört mevsim sofralarınızı süsleyen bir tatlıya dönüştürebilirsiniz.
Enginarın Bileşenleri
Enginarın bileşenleri incelendiğinde niçin sağlık deposu olarak adlandırıldığı kolaylıkla anlaşılabilir. Protein ve karbonhidratlar temel yapı taşlarıdır. Bunun yanı sıra demir, kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum ve çinko içerik bakımından zengin olduğu bazı minerallerdendir.
Enginar yüksek miktarda A, C ve K vitamini içerirken, B grubu vitamin ailesi yönünden de tercih edilmesi gereken bir sebzedir. İçerisinde bol miktarda B1, B2 ve B6 vitaminleri de bulunur. En önemli artılarından biri ise içerisinde kolesterol barındırmaması ve hatta kötü kolesterolü düşürürken iyi kolesterolü yükselttiğine yönelik bulgular mevcut. Bu sayede kalp ve damar dostu sıfatı kazanmayı hak eder.
Ayrıca lif ve posa miktarının da yüksek oluşu, enginarın her derde deva olarak anılmasını sağlar. Son olarak, enginar düşük kalori miktarı ile diyetlerin vazgeçilmezlerinden. Orta boy büyüklükte bir enginar yaklaşık olarak 60 kalori içerir.
Enginarın Faydaları
Enginar harika bir antioksidan kaynağı olduğundan, genellikle karaciğer sağlığı ile birlikte anılır. Alkol, yağlı beslenme, şekerin aşırı kullanımı, şarküteri ürünlerinin fazla tüketilmesi gibi sebeplerle yıpranan karaciğerimiz, enginarın içerdiği vitamin ve minerallerle yenilenir, fakat enginarı son yılların çok konuşulan sebzelerinden biri yapan esas özelliği içerisinde bulunan “quersetin” ve “rutin” isimli iki antioksidandır.
Bu antioksidanlar sayesinde enginar, vücuttaki zararlı maddelerin uzaklaştırılmasını sağlar. Bu durum onu yalnızca karaciğer dostu yapmaz ve ayrıca bir yandan kanser gibi ciddi hastalıklara karşı bizleri korurken, diğer yandan hücrelerimizin toksinlerce zarar görmesini engelleyerek yaşlanmanın etkilerini azaltır.
Bunun yanı sıra enginarı karaciğer sağlığı için özel kılan bir diğer madde “ciarin”dir. Özellikle safra akışını da kolaylaştıran bu madde, karaciğerden başlayarak safra kesesinin, böbreklerin ve bağırsakların düzenli çalışmasını kolaylaştırır. Bu özelliğine zengin lif ve posa içeriği de eklenince, enginar sindirimi kolaylaştırıcı ve hazımsızlığı giderici sebzelerin başında gelir. Kısaca tam bir bağırsak dostudur.
Bunun yanı sıra, yüksek lif miktarı sayesinde kan şekerini dengeleyici etkiye sahiptir ve bu durum, şeker hastalarının diyetleri için oldukça önemlidir.  Enginar, tansiyon hastalarının da sofralarından eksik etmemesi gereken bir sebzedir. İçerisinde bulunan sodyum ve potasyum mineralleri sayesinde yüksek tansiyonu dengeleyici etkisi olduğu saptanmıştır. İyi kolesterol, enginar ile özdeşleşmiş bir diğer başlıktır fakat enginarın bu özelliğinden tam olarak faydalanabilmek için yaprakları ile birlikte tüketilmesi gerektiği özellikle vurgulanır.
Yaprakları da en az çanak kısmı kadar faydalı olan enginar, mide sorunu yaşayan bireyler için de oldukça önemli bir bitki. Çanak kısmında bulunmayıp yalnızca yapraklarının içerdiği bazı enzimler, mide asidini düzenler ve mide yanmasından muzdarip olan hastaları oldukça rahatlatır. Bu tip vakalar için genellikler yapraklarının kaynatılması ile elde edilen suyunun içilmesi tavsiye edilir. İçilen bu su, aynı zamanda çok güçlü bir idrar söktürücüdür ve böbrek taşının da düşürülmesinde olumlu etkisi olduğu bilinir.
İçerisindeki K vitamini ve kalsiyum minerali sayesinde, kemik ve iskelet sisteminin gelişimi için önem taşırken, demir minerali ile de kansızlık ile mücadelede tercih edilebilecek sebzelerdendir. Zengin C vitamini içeriği ile virüsel enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırır. Son olarak, CISED’in (Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği) hazırladığı “Çeşitli Afrodizyak Yiyecekler ve Bitkiler” adlı listede enginar da kendisine yer bulmuştur.
Enginarın Yan Etkileri
Enginarın üç temel yan etkisi saptanmıştır fakat bu yan etkiler, kesinlikle enginarın zararları olarak düşünülmemeli. Fazla tüketimden kaçınıldığında herhangi bir yan etki gözlenmez. İlk olarak enginarın hem olumlu hem de olumsuz olarak nitelendirilebilecek yan etkisine değinmek gerekir. Enginar, kanıtlanmış olmamak ile birlikte iştah açıcı olarak anılır. Öte yandan, yazının önceki kısımlarında da belirtildiği gibi oldukça düşük kalori içeren yapısı ile bu dezavantajını tolere edebilir.
İkinci yan etkisi ise, aşırı tüketimde gaz problemleri ve ishal sorunu yaratması. Son olarak, safra üzerine etkisi sebebiyle safra sorunları yaşayan hastaların doktorlarına danışarak kullanması tavsiye edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder